Gayrimenkul satışından alınan tapu harcının semtin özelliklerine ve lüks olup olmadığına göre değişiklik göstermesine karar verildi.
Konut satışlarının hareketlendirilmesi, ekonominin canlandırılması ve piyasanın eski güçlü günlerine geri dönmesi için bu alanda yeni çalışmalar yapılıyor. Geçtiğimiz yıl konut piyasasını tekrar ayağa kaldırmak için yeni adımlar atılmaya başlanmıştı. TBMM’de bu konuda önemli sayılabilecek 3 konu görüşülmüş ve ardından hayata geçirilmesine karar verilmişti. Bu sayede konut satışlarının artırılması, konut alımının özendirilmesi ve ardından konut sektörünün tekrar ayağa kaldırılması planlanmıştı.
Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından yapılan açıklamalar sonrasında yabancıların ülkeden konut alımını artırmak ve desteklemek için yabancılara özel olarak ülkemizden alınan konut satışlarında KDV istisnasının getirilmesine karar verildi. Yani yabancı bir kişinin alacağı iş yeri, konut ve arsa gibi satışlardan yüksek oranlara kadar çıkabilecek KDV’nin ödenmeyeceğinin açıklanması bu konuda bir devrim olduğu yönünde değerlendirdi.
Meclis tarafından yapılan diğer görüşmeler arasında da farklı sözleşmeler değerlendirildi. Farklı sözleşmelere göre farklı damga vergilerinin alınması için harekete geçildi. Şimdiye kadar yapılan uygulamalar ve çalışmalar göz önünde bulundurulduğu zaman tapu harcının alıcı ve satıcıdan yapılan sözleşme karşılığında yüzde 2 oranında alındığı belirlenmişti. Bunun ardından Bakanlar Kurulunda bu konu tekrar gözden geçirildi. Haksızlık olmaması için konutun bulunduğu ilçenin durumu göz önünde bulundurulacak. İlçenin lüks olup olmaması, binanın durumu, ilçenin büyüklüğü ve şartları gibi durumlar göz önünde bulundurulacak ve bu sayede her sözleşmeden ve her ilçeden farklı damga vergilerinin alınmasına karar verildi. Bu sayede ortaya çıkabilecek olan adaletsizlik önlenmiş olacak.