2016 yılını ekonomik açıdan sıkıntılı geçiren ülkemiz, özellikle 15 temmuz darbe girişiminin akabinde yabancı yatırımcının ülkemizden çıkma eğilimi göstermesiyle sıkıntı yaşamıştı. Bununla birlikte ABD Başkanlık seçiminin akabinde döviz kurlarındaki ani değerlenme de hem yabancı yatırımcının nakde dönmesine neden olmuş hem de yerli yatırımcının cesaretini kırmıştı.
Yüksek döviz kurunun, paradan para kazanmak isteyenler için değil de gerçek yatırımcılar için bir anlam ifade etmediğini, hatta Türk Lirası’ndaki değer kaybının dolar bazında maliyetleri düşürerek dünya ile rekabette bir adım öne geçirdiğini belirten Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Bülent Gedikli; yakın zamanda görüştüğü 4 uluslararası yatırımcının ülkemizde milyar doların üzerinde yatırım yapmayı planladıklarını deklare etti.
Döviz Hareketleri Spekülatif!
Son aylarda yaşanan döviz hareketleriyle ilgili görüşlerini belirten Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Bülent Gedikli, durumun spekülatif olduğunu değerlendirdiklerini açıkladı. Para ile para kazanmaya çalışan ve “yatırımcı” vasfı taşımayan kişilerin piyasayı manipüle etme derdinde olduklarını belirten Gedikli, bu durum için gerekli önlemlerin alınmaya devam edildiğini söyledi.
Döviz kurundaki yüksekliğin arkasında temel geçerli bir gerekçenin bulunmadığını açıklayan Gedikli, Türkiye’nin ekonomik göstergelerinin dövizdeki seviyeyi doğrulamadığını ve kurun gereğinden fazla şişkin olduğunu belirtti.
Bütün dünyanın bir geçiş sürecinde olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Bülent Gedikli, içinde bulunulan süreci dünyadaki ekonomik aktörlerin de yeterince iyi okuyamadığına işaret etti. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, Dünya Bankası ve IMF gibi kurumların da olan biteni sadece izlemekle yetindiğine dikkat çeken Gedikli, bu kurumların yeni dünya düzenini okuyamadıklarını söyledi.
Birleşmiş Milletlerin zaten yaşanmakta olan hiçbir soruna çözüm bulamadığını, 6 yıldır Suriye iç savaşına müdahale edemediğini belirten Gedikli, global çaplı finansal kuruşların da ekonomik olarak Dünya’nın hangi düzlemde ilerlediğine dair bir fikirleri olmadığını ve bu kurumların kendilerini yenilemek durumunda olduklarının altını çizdi.