Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık seçimi neredeyse 2016 yılının tamamına damga vurdu. Parti içinde başlayan aday olma rekabeti, ardından başkanlık yarışıyla devam etti. Bütün yarışlardan sürpriz şekilde galip çıkan Donald Trump 8 Kasım’daki ABD Başkanlık seçimini de az bir farkla kazanmayı başardı.
Geçtiğimiz yılın başında Cumhuriyetçiler ve Demokratlar kendi adaylarını belirlemek adına yola çıktılar. İki parti içerisinde de yoğun bir rekabet yaşandı. Demokratlar adaylarını nispeten kolay belirlediler. ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın eşi ve ABD eski Dışişleri Bakanı olan Hillary Clinton Demokratların aday adayları arasından sıyrılarak yarışta öne çıktı.
Cumhuriyetçiler arasında ise sürpriz şansı verilen Donald Trump önce partisindeki seçimi kazandı, ardından da ABD Başkanlığı seçiminden galip çıktı. Başkanlık seçimi sürecinde popülist söylemleri ile dikkat çeken Trump; vergileri düşüreceğini, altyapı yatırımlarını artıracağını, Çin ile ticareti sınırlayacağını, Meksika sınırına duvar öreceğini ve uluslararası anlaşmaları iptal edeceğini vadetti. Analistlere göre Trump vaatlerini gerçekleştirmeye kalkarsa global çapta bir kriz bizi bekliyor.
2. Dünya Savaşı’ndan Bu Yana En Zorlu Dönem Bizi Bekliyor!
Donald Trump’ın daha önce hiçbir kamu tecrübesinin bulunmadığına dikkat çeken uzmanlar, piyasalardaki bahar havasına şaşırıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin şirket gibi yönetilemeyeceğini vurgulayan ABD’nin Hazine eski Bakanı Lawrance Summers; 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en zorlu dönemin bizleri beklediğini iddia etti.
2017 yılında belki kısa vadeli olarak ekonomik rahatlama yaşanabileceğini deklare eden Summers, bu durumun yanıltıcı olacağına vurgu yaptı. Yatırımcıların uzun vadeli riskleri gözden kaçırdığına dikkat çeken Hazine eski Bakanı Summers, piyasalarda oluşan havanın doğru olmadığının ve geleceğin yanlış yorumlandığının altını çizdi. Summers’a göre Trump vaat ettiği projeleri hayata koymaya kalkarsa global çapta derin bir kriz bizleri bekliyor.