Kredi Faiz Oranlarını Bekleyen Olasılıklar
Son günlerde ülkemizde yaşanan ekonomik değişimler sektörleri değişik şekillerde etkilemektedir. Bu ekonomik gelişmelerden etkilenen sektörlerden biride darbe teşebbüsüne rağmen açıkladıkları yüksek kar oranları ile tüm âlemi cihana temelleri sağlam bir sektör olduklarını kanıtlayan bankacılık ya da finans sektörü de diyebileceğimiz sektördür. Bu yazımızda bankacılık sektöründeki faiz oranlarının ekonomik konjonktüre göre olası tavrını inceledik. Konun ayrıntılarına girmeden belirtmeliyiz ki bu yazımız naçizane ekonomik birikimimizden yararlanarak yazılan bir yazıdır ve varsayımdan öteye geçmeyecektir.
Son günlerde yükselen dolar kuru ekonominin temel sorunu haline gelmiştir. Bu sorunu çözmekte Türkiye Merkez Bankası’na düşmektedir. Türkiye Merkez Bankası dolar kurundaki yükselişin ateşini almak için son toplantısında tahvil faizini ve faiz koridoru üst bandını yükseltmişti. Ve gerekirse faiz artırırım sinyalini piyasaya vermişti. Bu durumda MB’nin faiz oranlarını yükseltmesi bir süre sonra reel faizleri de artıracağı için uzun vadede kredi faiz oranlarının yükselmesi olası senaryolardandır.
Gene son günlerde Türk piyasalarından yavaşta olsa sermaye çıkışının olduğu gözlemlenmektedir. Bu sermaye çıkışının siyasi kanattaki sıcak tartışmaların devam etmesi ve jeopolitik risklerin devam etmesi halinde devam edeceği izlenmektedir. Sermaye oranlarındaki düşüşün reel faiz oranlarına artış etkisi yapacağı için uzun vadede kredi faizlerinin yükselmesi olası gözükmektedir.
Fakat yukarıdaki senaryoların tersi ihtimallerde yok değildir. Son yıllarda Türk ekonomi politikası yapıcıları Türk ekonomisini tüketime dayalı bir yapıya büründürmüştür. Kredi faiz oranlarının yükselmesi tüketim oranını azaltacağı için Türk ekonomisi iç dinamiklerinin bozulması işten bile olmayacaktır. Hal böyleyken kredi faiz oranlarının yükselmesi halinde Ağustos ayında olduğu gibi devlet yönetiminden müdahale edilip kredi faizlerinin düşmesinin sağlanması da olası senaryolar arsında yer almaktadır.