500’lü yılların sonlarına doğru Habeşistanlı (bugünkü Etiyopya) çoban Kaldi, keçilerinin bir ağacın meyvelerini yedikten sonra çok neşeli ve hareketli olduğunu fark eder. Bu ağaç Habeşistan’ın dağlarında, doğal ortamda yetişen kahve ağacıdır. Kahvenin keşfedilmesi bir çobanın eliyle işte bu şekilde olmuştur. O yıllardan bu günlere gelinceye kadar tüm insanlığın tutkunu olduğu kahve, pek çok kimse bilmese de, petrolden sonra dünya borsalarında en büyük pazar payına sahip olan ikinci sıvıdır.
Çoğumuz, en hızlı biçimde uyanıklık haline geçiş yapabilmek, üzerimizdeki halsizliği atabilmek ve daha sağlıklı düşünebilmek için, sabah erken saatlerde kahve tüketiriz. Son yıllarda ülkemizin en ücra ilçelerinde dahi açılan ve popüler hale gelen kafe zincirlerinde tüketilen kahve (kafein) miktarı dikkat çekici boyutlara ulaşmıştır. Sağlık açısından büyük faydaları bulunan kahvenin, bir de karanlık tarafı vardır ki, içerdiği yüksek miktardaki şeker oranı obeziteye sebep olmakta, diyabet riskini arttırmakta ve ciddi uyku problemlerine yol açabilmektedir.
Amerika’da bulunan Wayne State Üniversitesi ile Henry Ford Hastanesi, Uyku Bozuklukları Merkezinin birlikte yaptığı araştırmaya göre, günlük tüketilen kahve miktarının ve kahve tüketiminin gerçekleştiği saatlerin, uyku düzeni üzerinde büyük etkiye sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Aynı araştırmaya göre, gece uyumadan 0-3 saat öncesinde tüketilen kahve (kafein) uykusuzluğa yol açmakta ve uyku kalitesine büyük zarar vermekte. Kahvenin uykuya yatmadan en az 6 saat önce tüketilmesi gerektiği, yine bu araştırmanın sonucunda ortaya konmaktadır.
Peki günlük yaşamımızda kahveden (kafein) en iyi şekilde yararlanmak için nelere dikkat etmeliyiz?
1-) Kahve, gün içinde en uygun saatlerde tüketilmeli
Kahve tüketimi için en uygun saatler sabah erken saatler ya da öğle yemeğinden sonraki ilk saatler olmalıdır. Uykudan önce içilen kahve veya enerji veren diğer içecekler, uykusuzluğa ve ertesi sabah pişmanlığa neden olacaktır.
2-) Kahve tüketimine limit koyulmalı
Amerika (Minnesota) merkezli Mayo Klinik’in yaptığı araştırma sonuçlarına göre, yetişkin bir insan günde maksimum 4 bardak (400 mg) kafein tüketme hakkına sahip. Daha fazlası anksiyeteye, aşırı sinire ve gerginliğe sebep olmaktadır.
3-) Günlük sıvı ihtiyacı için daha çok kafeinsiz içecekler tercih edilmeli
Gün içinde, aşırı yorgunluk ve halsizlik hali, insanda daha fazla sıvı tüketme ihtiyacı uyandırır. Bu tip durumlarda, eğer günün ilerleyen saatleri ise, kafein içermeyen içecekler tüketilmelidir. Akşam saatlerinde ise kafeinsiz çay veya kahve tercih edilebilir.
4-) Kahvenin tüketildiği kupanın büyüklüğüne dikkat edilmeli
Yemek yerken nasıl ki tabağın ve porsiyonun büyüklüğü dikkate alınmalı ise, kahve tüketirken de aynı şekilde kupanın büyüklüğü dikkate alınmalıdır. Kahve içerken, daha fazla kafein tüketmenize neden olacak büyük bir kupa yerine orta boy bir fincan tercih edilmelidir.
İlk bulunduğu yıllarda tıbbi amaçla kullanılan ve “sihirli meyve” adı verilen kahve, günümüz insanının en büyük bağımlıklarından biri haline gelmiştir. İşte bu sebeple kahve tüketimi esnasında yukarıda belirtmiş olduğumuz maddelere sağlığımız açısından kesinlikle dikkat etmeliyiz.