Aort yırtılması, aniden oluşan gögüs yada sırt ağrılarıyla belirtilerini gösteren ve Türkiye’de yılda yaklaşık 400 kişide görülen ciddi bir rahatsızlıktır. Organ yetmezliği, felç ve kalp krizi ile sonuçlanabilen rahatsızlık kişide hayati tehlike oluşturmaktadır.
Aort damar yırtılması 40 yaş üstü kişilerde büyük rist oluşturmaktadır. Ana atar damar olan aort yırtılması aynı zamanda aort tabakaları arasında kan birikmesi ile yırtılan kısma bağlı ani ölümlere neden olabilmektedir. Vücuda kalpten kan taşıyan aort damarın yırtılması bir milyonda 5 kişide görülen bir hastalık olmasıyla beraber her yaştan kişide görülme ihtimali olsada yüzde 75 lik oranla 40 ila 70 yaş grubu insanlarda görülme sıklığı daha fazladır. Aniden oluşan şiddetli gögüs ve sırt ağrısı en önemli belirtisidir. Rahatsızlanan kişi bu ağrıyı gögüs ve sırtının adeta “yırtılır gibi” olduğunu tarif etmektedir.
Erkek ve kadınlarda rastlanan bu rahatsızlık gebelikte de görülmektedir. Yüksek tansiyonu olan kişilerde aort yırtılması yüksek risk içerir. Damar setliğinden dolayı yıpratmış olan aort duvarının yüksek tansiyonla beraber arttmış damar içi gerilimle yırtılmasından kaynaklıdır. Kırk yaş altı kadınların aort yırtılma vakaları gebeliğin son üç ayında görülmektedir. Doğuştan kaynaklı genetik faktörler, aort damarının belli bir kısmının gelişmemesi ve aort damarının üç yapraklı olması gerekirken iki yapraklı olması da aort yırtılmasının nedenlerindendir.
Anotomik olarak aort damarı dört bölümdür. Bu bölümler; karın içine inen aorta, inen aorta, arkus aorta ve kalpten çıkan aorta olarak isimlendirilir. Aort yırtılmasının hangi bölümde gerçekleştiği tanı, tedavi ve hastanın yaşamı için büyük önemi vardır. İçten yırtılan aortaya acil cerrahi müdahale edilmelidir. Aorta yırtılmalarında erken tanı ve tedavi hasta için yüzde seksen oranında hayati önem taşımaktadır. Bundan dolayıdır ki tanı konulan hastanın hemen ameliyat edilmesi gereklidir. Hastalarda yırtılma için ilaç tedavisi uygulanıp yavaşlatılsa bile hastaların yüzde ellisi kırksekiz saat içinde hayatlarını kaybetmektedirler. Hastalara yapılan açık kalp ameliyatlarında yırtılan aorta dokusunun yerine suni damarlar yerleştirilir. Bu sayede kalbin ve diğer organların kan alışı sağlanır. Aort yırtılması yaşayan ve ameliyat edilmeyen kişilerin maalesef yüzde doksan sekizi hayatlarını kaybetmektedirler.
Kişilerin genç yaştan itibaren yaşam şeklini ve beslenmesini kalbi koruyacak ve damart sertliğinden uzak tutacak şekilde şekillendirmesi ileri ki yaşlarda aort yırtılması ve diğer kalp rahatsızlıklarını engellemiş olacaktır. Düzenli spor, dengeli ve doğru beslenme, stresten uzak kalmak kalbinizin ve dahi sağlığınızı korumanın en önemli noktasıdır.