Kemik erimesi olan hastaların beslenmelerine dikkat ederek hastalığın olumsuz sonuçlarının azaltılabileceğini kaydeden Sarıkaya, “Günlük kalsiyum ihtiyacınız için süt ve süt ürünlerine yer verin. Bu hastalıktan korunmak için her gün 2-3 su bardağı; çocukların, ergen dönemi gençlerin, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların 3-4 su bardağı süt tüketilmelidir” diyor.
Medical Park Tarsus Hastanesinde görev yapan Uzman Dr. Pınar Müge Sarıkaya, kemik erimesi rahatsızlığına yakalanan hastaların her gün mutlaka bol taze sebze ve meyve yemesi gerektiğine de dikkat çekti.
Uzman Dr. Sarıkaya, sözlerine şöyle devam etti:
“Özellikle kalsiyumdan zengin sebzeleri, koyu yeşil yapraklı sebzeleri daha çok tercih edin. Doymuş yağ oranı yüksek olan kırmızı et yerine, beyaz et ve daha çok D vitamini açısından zengin olan balık tüketin. Aşırı yağ tüketiminden kaçının. Çok fazla proteinli gıdalar tüketmeyin. Bitkisel proteinleri; bezelye, fasulye mercimek gibi baklagilleri tercih edin.”
TUZU MUTLAKA AZALTIN
Sarıkaya, aşırı lifli gıda tüketiminden, hazır yemekler, konserveler, katkı maddeli gıdalardan kaçınılması gerektiğini vurguladı. Uzman Dr. Pınar Müge Sarıkaya, önerilerini şöyle sıraladı:
“Yemeklerde tuz miktarını azaltın. Yemeğinize ilave tuz eklemeyin, tuzlu fıstık, fındık, cips, şarküteri ürünlerinden uzaklaşın. Fazla miktarda şeker kullanmayın. Sebzeleri pişirirken mineral içeriklerini korumak için buharla pişirmeye çalışın. Kahve, kola gibi kafein içeren içeceklerden vazgeçmeye çalışın. Bol su ve maden suyu için. Her gün güneş ışınlarından faydalanılmasına özen gösterilmelidir. Güneş ışınlarının dik olmadığı saatlerde yüzün ve kolların 15 dakika kadar güneş ışınları ile temas etmesi vücutta D vitamininin aktif hale geçmesi için yeterlidir.”
Halk arasında ‘kemik erimesi’ olarak bilinen osteoporoz hastalığının ismi, Latince’de kemik anlamına gelen “os” ve Yunanca’da delik anlamına gelen “poroz” kelimelerinden gelir. Hastalarda kemikler kendi içlerindeki mineralleri (özellikle kalsiyum) kaybederek zayıf, güçsüz ve kırılgan bir yapıya dönüşürler. Hastalık dünya genelinde kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülür.