Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Deniz Granit, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü dolayısıyla hipertansiyon, buna bağlı hastalıklar ve hipertansiyonla baş etmenin yollarını anlattı.
Dünya Hipertansiyon Birliği, önemli bir halk sağlığı problemi olan hipertansiyona dikkat çekmek, hipertansiyon ve hipertansiyona bağlı ciddi sonuçların önemini halka anlatmak ve koruma, tanıma ve tedavi hakkında bilgi sağlamak amacıyla ilki 14 Mayıs 2005’te gerçekleşen küresel farkındalık kampanyasını başlatmış; 2006’dan itibaren de her sene 17 Mayıs, Dünya Hipertansiyon Günü kabul edilerek, bu konuda bilincin arttırılması amaçlanmıştır.
Hipertansiyon, diğer bir deyişle yüksek kan basıncı, kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm sebeplerinin başında gelmektedir. Dünyada yaklaşık 1.5 milyar insanın kan basıncı normalin üzerinde seyretmekte ve her yıl ortalama 9 milyon insan hipertansiyona bağlı nedenlerden hayatını kaybetmektedir. Buna rağmen hipertansiyonu olanların yalnızca %50’si kan basıncının yüksek olduğunu bilmekte, bilenlerin de ancak yarısının kan basıncı kontrol altında tutulabilmektedir.
HİPERTANSİYON İNME, KALP, BÖBREK VE GÖZ HASTALIKLARI İÇİN RİSK FAKTÖRÜDÜR
Kan, kalpten diğer organlara, damarlar içinde taşınır. Kan basıncı, kalbin atışı ile damarlara pompalanan kanın, damar duvarlarına yaptığı basıncın ifadesidir. Yüksek kan basıncı ya da tıbbi adıyla hipertansiyon ise kan basıncının normal kabul edilen değerlerin üzerinde olmasıdır. Bu, sistolik (kalbin kanı pompalamak için kasılması) kan basıncı için 140 mmHg ve üzeri, diastolik (kalbin yeniden kanla dolabilmek için gevşemesi) kan basıncı için ise 90 mmHg ve üzeridir. Hipertansiyon, kalp hastalıkları, inme, böbrek hastalıkları ve hatta göz hastalıkları için en önemli risk faktörüdür.
‘SESSİZ KATİL’ HİPERTANSİYON
Hipertansiyonun en tehlikeli yanı, bazen baş ağrısı, nefes darlığı, baş dönmesi, bulanık görme, çarpıntı, göğüs ağrısı, burun kanaması gibi şikâyetler yaratsa da, genellikle hiçbir belirti vermeyip yıllar içinde sinsice vücuda zarar vermesidir. İşin aslı, pek çok kişi inme veya kalp krizi geçirene kadar hipertansiyonu olduğunu bilmez. Bu nedenle hipertansiyon ‘sessiz katil’ olarak da adlandırılır.
HER 10 YETİŞKİNDEN 3’Ü HİPERTANSİYON HASTASI
Yetişkin her 10 kişiden 3’ünde hipertansiyon vardır. Bu kişilerin %50’si durumun farkında bile değilken, farkında olanların %50’si de tansiyonlarının kontrol altında tutulabilmesi için herhangi bir önlem almamaktadır. Bu, dünyadaki hipertansiyon hastalarının her 4 tanesinden 3’ünün kalp hastalıkları, inme, böbrek hastalıkları ve hatta ani ölümler için potansiyel birer aday olduğu anlamına gelmektedir. Hipertansiyonun iyi yanı ise, kan basıncı ölçümünün kolay ve kan basıncının yüksek olduğu öğrenildikten sonra yükselmesini ve potansiyel sonuçlarını önlemek için yapılabilecek şeyler olmasıdır.
Hipertansiyon tanısı tek ölçümle konulmaz. Kan basıncı yüksekliği mutlaka ikinci bir ölçümle teyit edilmelidir. Günlük aktivite ve stres hormonlarının kan basıncı üzerine direkt etkileri vardır; bu nedenle kan basıncı düzeyi sürekli aynı kalmaz. Stres ve heyecanla bir miktar yükselirken, istirahat halinde bir miktar düşer ve belli bir ortalama etrafında dalgalanma gösterir.
HİPERTANSİYONLA, TANSİYON DOSTU HAYAT TARZI İLE BAŞEDİN
Hipertansiyonla baş etmenin ilk adımı tansiyonunuzun yüksek olup olmadığını bilmek, bunu bilebilmenin tek yolu da tercihen senede bir kez olmak üzere, belirli aralıklarla tansiyonunuzu kontrol ettirmektir. İkinci adım hayat tarzı değişiklikleridir. Yapacağınız bu değişiklikler sizi aynı zamanda kanser, kalp krizi, inme, demans, böbrek hastalıkları ve diyabetten de koruyacaktır. Tansiyon dostu hayat tarzı için, günlük tuz tüketimini 6 gramın altında tutmak, günde en az 5 porsiyon sebze-meyve tüketmek, ideal kiloya ulaşmak, haftanın 5 günü 30’ar dakikalık egzersizler yapmak gerekir.
Yüksek tansiyon teşhisi konan her kişide ilk adım ilaç tedavisi değildir. Bahsedilen hayat tarzı değişiklikleri ile önemli aşama kaydedilebilir. Tabii ki uygun hayat tarzı değişiklikleri yapmak için yüksek tansiyon sahibi olmayı beklemeye gerek yoktur. Hayat tarzı değişiklikleri ile hedef kan basıncına ulaşılamıyorsa ilaç tedavisine başlanır. Bu durumda doktorunuz, size vereceği ilacı seçerken tüm özelliklerinizi, varsa başka hastalıklarınızı göz önünde bulunduracaktır. Çoğunlukla tek ilaçla tedaviye başlanır ancak gerekirse yanına ikinci, hatta üçüncü ilaç eklenebilir. Kan basıncı kontrolünde hedef, sağlık merkezi ölçümlerinde 140/90 Mmhg, ev ölçümlerinde 135/85 mmhg’nın altıdır. Şeker hastaları ve böbrek hastalarında hedef değer 130/80 mmhgdır. Kan basıncınız, 120/80 mmHg veya düşükse (yani sistolik (büyük) tansiyonunuz 120 mmHg, diastolik (küçük) tansiyonunuz 80 mmhg ve altındaysa) normal sağlıklı kan basıncına sahipsiniz demektir. Her yıl bir kere tansiyonunuzu ölçtürmeye devam etmeniz yeterlidir. Kan basıncınız, 120/80 mmHg üzerinde ancak 140/90 mmHg altında ise hipertansiyon için risk altındasınız demektir. Vakit kaybetmeden sigarayı bırakmak, kiloluysanız kilo vermek, daha aktif olmak, sağlıklı beslenmek, tuz alımınızı kısıtlamak gibi hayat tarzınızla ilgili değişiklikler yapmalı ve her sene düzenli olarak hipertansiyon açısından değerlendirilmek üzere bir sağlık merkezine başvurmalısınız. Kan basıncınız, 140/90 mmHg’nın üzerinde ise hipertansiyon hastası olup olmadığınızın değerlendirilmesi için doktora başvurmalı, kalp hastalıkları ve inmeden korunabilmek üzere tedavi almalısınız.
KAN BASINCINIZI BİLİN, ÇEVRENİZDEKİLERİN DE ÖLÇMESİNİ VE BİLMESİNİ SAĞLAYIN
Erişkin herkes kan basıncının ne olduğunu bilmelidir; ama özellikle 40 yaşın üzerindekiler, ailesinde hipertansiyon olanlar, fazla kilolular, şeker ve böbrek hastaları hipertansiyon açısından daha riskli grubu oluştururlar. Tansiyonunun yüksek olduğunu bilmek bireyin yükselen kan basıncını düşürmek için harekete geçmesine ve potansiyel organ hasarlarından korunmasına yardımcı olur. ‘Bilmemek mutluluktur’ genel inancının aksine, yapılan çalışmalar hipertansiyonun erken tanısının ve tedavisinin hayat kalitesini arttırdığını ve ömrü uzattığını göstermiştir. Hipertansiyon kontrol edilebilir bir hastalıktır asıl tehlike hastalığın farkında olmamaktır. Kan basıncınızı bilin, çevrenizdekilerin de ölçmesini ve bilmesini sağlayın.