Memorial Dicle Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Abbas Zülfüoğulları, reflüden korunmak için alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi. Baharatlı ve yağlı gıdalar ile çikolata, alkol veya taze sıkılmış meyve suları tüketildiğinde şikayetlerin daha belirgin hale geldiğini anlatan Zülfüoğulları, “Mideden boğaza doğru yayılan ve daha ziyade yemekten sonra oluşan yanma, reflünün en sık görülen belirtisidir. Mide içeriğinin ağza gelmesi, yutma güçlüğü, görülen diğer önemli belirtilerdir. Ağrılı yutkunma, geğirti, hıçkırık, bulantı ve kusma ise daha ender ortaya çıkar. Reflü; yemek borusu, mide ve bağırsak sistemi dışındaki sistemlerde de belirtilere yol açabilir. En sık görülenler göğüs ağrısı, astım benzeri bulgular, boğaz ağrısı, ses kısıklığı, kronik öksürük ve diş çürükleridir” dedi.
“REFLÜ ÜLSERE NEDEN OLABİLİR”
Klasik reflü belirtilerinin, hastalığın tanısını kuvvetlendirdiğine işaret eden Zülfüoğulları, “Endoskopik inceleme ve 24 saat süreyle yemek borusuna gelen mide asidinin bir cihaz yardımıyla ölçülmesi reflüde kesin teşhis için önemlidir. Reflüye bağlı olarak kanama, ülser, yemek borusunda delinme veya darlık gelişebilmektedir. Reflünün halk arasındaki en korkulan komplikasyonu kanser gelişimidir. ‘Barrettözofagus’ denilen hücresel bir dönüşüm buna zemin hazırlamaktadır. Barrettözofagus’un sıklığı reflülü hastalarda yüzde 3-20 arasında değişmektedir. Bu hastalarda kanser gelişme sıklığı ise yılda yüzde 0,5 dolayındadır. Dolayısıyla bu yolla kanser gelişimi çok sık rastlanan bir durum değildir ancak atlanmaması gerekmektedir” diye konuştu.
“ŞİKAYETLERİ ARTTIRAN BESİNLERİN TÜKETİMİ SINIRLANDIRILMALI”
Hastaların genellikle taze sıkılmış meyve sularından, baharatlı yemeklerden, salçalı ürünlerden, kahve, çay ve gazlı içeceklerden rahatsız olduğun da dile getiren Zülfüoğulları, “Bu hastaların, kendisine rahatsızlık veren besinleri çok az tüketmesi ya da bunlardan uzak durması önerilir. Obezite de reflüye sebep olabilir. Yaşam stilinde değişiklik her reflü hastasına önerilmektedir. Bunun yanında; yatak başının yükseltilmesi, sıkı ve dar elbiselerden kaçınılması, kilo kontrolünün sağlanması, yemekten hemen sonra ve 3 saat içinde uyunmaması önerilmektedir. Diyet değişikliğine gidilmeli, porsiyon hacimleri azaltılmalı, yağlı yemeklerden sakınılmalı, çikolata tüketimi azaltılmalıdır. Reflünün tedavisinde en çok asit baskılayıcı ilaçlar ve doku koruyucular kullanılmaktadır. Cerrahi tedavi de uygun hastalarda başarı oranı yüksek olan bir yöntemdir” şeklinde konuştu.