Aort damarı yırtılmasının kalp cerrahisinde en çok korkulan hastalık grubu içerisinde yer aldığını belirten Prof. Dr. Doğan, 40-50 yaşlarındaki bireylerin risk grubunda yer aldığını aktardı.
Doğan, erken tanının önemi kadar cerrahi müdahale ve sonraki süreçle ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi.
“Genellikle 40 ve 50 yaşlarında tansiyonu yüksek, doğuştan aort kalp kapağı bozukluğu veya aort duvarında yapısal bozukluk olan insanlarda görülebilen bir tablodur. Çok şiddetli göğüs ağrısıyla başlar. Göğüs ağrısı daha çok yırtılır tarzda ve sırta doğru yayılır. Böyle bir durumda hastalar hastaneye başvurmak zorunda kalırlar. Bu ağrı kendiliğinden geçmez veya azalmaz. Hastaneye başvurdukları zamanda acildeki hekimler tarafından ilk akla gelecek hastalıklardan birisidir. Çoğu zaman kalp kriziyle karışabilir ama yapılacak bir iki basit test ile rahatlıkla bunlar ayırt edilebilir.”
“HER SAAT ÖLÜM ORANI YÜZDE 1 ARTAR”
Kesin tanı bilgisayarlı tomografiyle konulacağını belirten Doğan,” BT Anjiyografi ile aorttaki yırtığın başladığı yeri ve nereye kadar uzandığını görebiliyoruz. Çok çabuk ilerleyen ve çok ciddi sonuçları olan bir hastalıktır. Çoğu zaman hasta hastaneye gelemez. Evde veya yolda yaşamını kaybedebilir. Hastaneye gelen hastada ise geçen her saat için ölüm oranı yüzde 1 oranında artar. Dolayısıyla çok erken teşhis konulması ve çok erken müdahale edilmesi gereken bir patolojidir. Son derece hızlı bir şeklide hasta kaybedilebilir. Yırtık beyini besleyen damarlar doğru ilerler ve beyne kan gitmezse veya tansiyonu çok düşerse hastanın bilinci kapanır. Böbrek, karaciğer veya kol ve bacaklarına giden damarlar tutulursa bu organlara ait kayıplar olabilir. Bu nedenle erken tanı çok ama çok önemlidir. Ekokardiyografi veya tomografiyle kolaylıkla teşhis edilebilir. Cerrahisi oldukça zordur. Hastanın aortası yırtıldığı için bunu değiştirmek gerekiyor, aort kapağı çoğu zaman görev görmez değiştirmek gerekebilir, kalbi besleyen koroner damarlar işlev göremez hale geldiğinden hastaya koroner bypass yapmak gerekebiliyor. Üç farklı seansta yapılması gereken ağır cerrahi müdahale aynı hasta üzerinde ve tek seansta yapılması zorunluluğu doğuyor. Dolayısıyla son derece uzun bir ameliyattır. çoğu zaman 5-6 saat bazen de daha uzun sürebiliyor. Ayrıca bu ameliyat zamanında yapılmamış ise ameliyata rağmen sonraki süreçte beynindeki kanlanma bozukluğu, böbrek veya karaciğerinde yaşanan problemlerden dolayı hasta kaybedilebilir” diye konuştu.
Sinema ve dizi oyuncusu Oya Aydoğan’ın içinde bulunduğu durum ile ilgili konuşan Medicana Sivas Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kasım Doğan, şu bilgileri aktardı.
“Aort yırtılması çoğu zaman kendiliğinden olabileceği gibi ani bir güç sarf etme, çok ağır bir şeyi kaldırma, ani bir öksürük veya hıçkırık nöbeti de bunu başlatabilir. Bunun için kesinlikle bir zeminin oluşması gerekir. Yani sağlıklı bireylerde söylediğim durumlarda aort duvarı yırtılmaz. Sanıyorum Sayın Oya Aydoğan hanımefendide şiddetli bir öksürük sonrası başlamış bir durum ve daha önce hipertansiyon hastasıymış. Şayet bu yırtık beyin damarlarına doğru ilerleyip beyin uzun süre kansız kalmışsa hasta uzun süre komada kalabilir, kısmen düzelebilir veya içinde bulunduğu durumdan kurtaramayabilir. Bu ancak zamanla görülebilecek bir durumdur. Beyindeki olumsuzluklar takip sürecinde düzeldiği zaman hasta uyanabilir. Tabi bu konuyu hastanın ameliyat sürecini bilmediğimiz için tam olarak yorumlayamıyoruz.”