Türkiye’de az sayıda hastane yapılan girişimsel radyoloji tedavisi ile birçok ameliyat neştersiz ve kolay yapılıyor. Obezitenin tedavi seyrini değiştirecek olan ‘bariatrik embolizasyon’ adı verilen mideden açlık hormonunun salgılanmasını engelleyerek daha doğal yolla kilo vermeyi sağlamak, diyabette uzuv kaybını tıkanan damarları açarak engelleme, karaciğer tümörleri, kadınlarda miyom, safra ve idrar kanalları tıkanıklığı, inme gibi birçok rahatsızlığı neşter kullanmadan tedavi edilebiliyor.
Dr. Sarıkaya ile sosyal medya aracılığı ile tanışan Amerikalı Dr. Gregg Alzate, Dr. Sarıkaya’nın yaklaşımını ve ülkemizdeki bu branştaki son durumu görmek için Türkiye’ye geldi. Birlikte ameliyata girerek hastaları neştersiz tedavi edebiliyor.
Dr. Sarıkaya ile nasıl tanıştığını anlatan Amerikalı Dr. Alzate,” Amerika’da girişimsel radyolojinin tanıtımı amacıyla kurulmuş olan Interventional Initiative (Girişimsel İnisiyatifi) platformunun bu branşı tanıtan videoları vardı. Dr. Sarıkaya, videolara Türkçe alt yazılar hazırlamıştı. O videoyu Facebook’ta takipçileriyle paylaştı. Ben o videolarda yer alan doktordan birisiyim. Bunun üzerine Girişimsel İnisiyatifi talebi üzerine ziyareti planladık” dedi.
Girişimsel radyolojide Türkiye’yi değerlendiren Amerikalı Dr. Alzate, “Alt yapı, teknik imkan, eğitimli hekim olarak Türkiye, Amerika’nın gerisinde. Dr. Sarıkaya gibi birkaç kişinin çabasıyla var olmaya çalıştığı görülüyor. Koşulları zorlayan ve bu branşı Türkiye’de tanıtan az kişi var. Türkiye gibi çok az bu branşın tanıtıldığı ülkede her türlü imkanı kullanmak lazım. Bunu da basın, görsel medya ve sosyal medyayı kullanarak yapmak gerekiyor” dedi. Bulunduğu esnada Dr. Sarıkaya’nın gerçekleştirdiği bir işlemden de bahseden Dr. Alzate,” Uzuv koruyucu işlem gerçekleştirdik. Tedavi edilmeseydi ayağını kaybetme riski olan bir hastanın ayağındaki küçük damarları açtık. Toplum bilinçlendirmesi ve branş için farkındalığı arttırma anlamında Dr. Sarıkaya’nın tecrübelerinden yaralanmak istiyoruz” diye konuştu.
“HASTA GÜNÜBİRLİK TABURCU OLABİLİYOR”
Girişimsel radyolojinin hastaneye uğradığımızda yolumuzun düştüğü bölümlerden olduğunu belirten Dr. Sarıkaya, şunları söyledi:
”Bütün tıbbi görüntülenme radyoloji altında geçer. Girişimsel radyoloji o görüntülenme yöntemlerini kullanarak hasta bedeni üzerinde bir takım işlemler gerçekleştirir. Bu yaptığımız işlemler çoğu zaman ameliyata alternatif hatta ameliyatın gerekliliğini ortadan kaldıran işlemler oluyor. Avantajları söyleyecek olursak; ameliyatta genel anestezi, yoğun bakım süreci, kirsi, dikişi ve uzunca iyileşme periyodu var. Bizim yaptığımız işlemlerde böyle durumlar yok. Hasta çoğu zaman günübirlik taburcu olabilir ya da 1 gece kalıp taburcu olabilir.”
”TÜRKİYE’DE YAYGIN DEĞİL”
Türkiye’de bu branşın eğitimini nasıl verdikleri hakkında bilgi veren Dr. Sarıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Türkiye’de yıllardan beri bazı üniversite hastanelerimizde bu branş vardı. Amerika gibi ülkelerde yapılıp da Türkiye’de uygulanamayan tedavi yöntemi yok. Bizdeki problem bunun topluma yayılamaması, pek çok hastanede yapılabilir hale gelmemesidir. Bunun sebebi ise bizim üst ihtisas anlamında Türkiye’de bir eğitim programımız olmamasıdır. Eğitim girişimsel radyoloji işlemlerinin yoğun yapıldığı hastanelerde hekimlerin asistanlıklarından sonra birkaç yıl ekstradan harcayarak öğrenmeleri şeklinde oluyor. Bunda sıkıntılar yaşanıyor”
Tedavilerin başarı oranına değinen Dr. Sarıkaya, “Tedavi yöntemini eğitimli ya da tecrübeli eller yaptığı zaman başarı oranı gayet iyidir. Ancak eğitim konusunda bir sıkıntı olduğu için bazı istekli ama eğitimi yetersiz arkadaşlarımız tarafından uygulanmaya başlandığı zaman başarı oranları iyi olmayabiliyor” ifadelerini kullandı.
”HERHANGİ KESİK VE DİKİŞ YOK”
Amerikalı Dr. Alzate’nin de gözlemci olarak katıldığı işlemde bir hastaya nasıl işlem uyguladıkları hakkında bilgi veren Dr. Sarıkaya, şunları söyledi:
”Bu hasta İstanbul dışından geldi. Ayağının birinci parmağını şeker hastalığı sebebiyle kaybetmiş. Baş parmak alınmış ancak alınan yerdeki yarası bir türlü iyileşmemişti ve ayağını kaybetme tehlikesi vardı. Şeker hastalığı bildiğiniz gibi ayaktaki küçük damarları ilgilendirir. Bu damarları tıkar. Bunlar tıkalı olduğu için ayakta oluşan yara iyileşmez daha sonra uzuv kaybına gider. Bu hastamıza damardan müdahale ile herhangi kesik ve dikiş olmadan küçük bir iğne deliğinden geçerek o damarları açtık. Umut ediyoruz ki hastanın ayağı kısa zamanda toparlayacak. Ayağını kaybetme tehlikesi ile ortadan kalkacak.”
”GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ ALANI TEPEDEN TIRNAĞA DİYEBİLİRİZ”
Dr. Sarıkaya, girişimsel radyolojinin alanı hakkında şu bilgiyi verdi: ”Girişimsel radyolojinin alanı tepeden tırnağa diyebiliriz. Beyinde anevrizma olabilir. Onlara damar içinde müdahale edip, kafa tasını açmadan tedavi etme şansımız var. Yine akut inme dediğimiz yani beyin damarlarının tıkanması söz konusu olduğunda ilk 6 ya da 8 saat içinde müdahale edip açabiliyoruz. Kanseri hastalıklarında, özellikle karaciğer tümörlerinde -ki onlar kemoterapi ya da cerrahiye yanıt vermeyebiliyor ya da uygun olmayabiliyor, bu tedavileri kullanma şansımız var. Uzuv kaybı ile sonuçlanacak bir rahatsızlığı engelleyebiliyoruz. İdrar kanalları, safra kanalları ile ilgili sorunları engelleyebiliyoruz. Tüm bunları ciltten girerek tedavi etme şansımız var. Toplumda sık görülen tiroid modüllerinde ameliyatsız olarak nodülü yakarak tedavi etme şansımız var. Kadınlarda sık görülen miyom hastalığında, hastanın rahmini kaybetmesini engelleyerek miyomları anjioyografik yolla tedavi edebiliyoruz. İleri yaşlardaki erkekleri ilgilendiren prostat rahatsızlığını yine prostat anjiyosu ile prostatın damarlarını tıkayarak prostatın küçülmesine ve hastanın rahatlamasını sağlıyoruz. Bunlar hastalara veya hekim arkadaşlarımıza faydalı olabileceğimiz tedavilerin sadece küçük bir kısmı. Daha sayamadığımız belki de yüzlerce işlem ve tedavi var.”