Bu yıl da “Hekiminizle işbirliği yaparak Astımınızı kontrol altına alabilirsiniz” sloganı ve “Uygun havalandırma ile havanızı temiz tutun, sağlığınızı koruyun” alt sloganıyla gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında astım hastalığı hakkında farkındalık oluşturmak amacıyla basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda astım hastalığına önlem olarak neler yapılmalı, hastalıktan korunma yöntemleri ve hastalığın tedavisi konuları ele alındı.
Astım hastalığına dikkat çekmek ve farkındalığı arttırmak üzere gerçekleştirilen toplantıya, Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, Türk Toraks Derneği üyesi Prof. Dr. Refika Ersu, Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Zeynep Mısırlıgil, GARD Türkiye Koordinatör yardımcısı Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu ve AHDADER Başkanı Hasan Yılmaz da katıldı.
PROF. DR. ARZU YORGANCIOĞLU: “SİGARA, HAVA KİRLİLİĞİ VE FAZLA KİLO ASTIMI TETİKLEYEN FAKTÖRLERDİR”
Astımın yaşam boyu süren bir hastalık olduğunu belirten Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, “Astımlı kişi iyi bir tedavi görürse tamamen normal yaşayabilir, her işi yapabilir, her sporu yapabilir. Astımlıların hekimleriyle işbirliği içinde olması gerekiyor. Sigara, hava kirliliği, obezite, birtakım alerjenler astımı tetikleyici olabiliyor. Bütün bu risk faktörlerini azalttığımız zaman,doğru tedaviyi sağladığımız zaman, tamamen normal bir yaşantıyı sağlayabiliyoruz. Astımı olanlar için en önemli tavsiyemiz hastaların hekimleriyle iyi bir iletişim içinde olmasıdır, bu şekilde hastalık kontrol altında tutulabilir” sözlerini ifade etti.
Toplantıda konuşan GARD Türkiye Koordinatör yardımcısı Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu ise astımın solunum yollarının çeşitli etkenlerle daralmasıyla, öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum yakınmalarıyla gerçekleşen bir hastalık olduğunu belirterek, “Astım kalıtımsal bir hastalıktır ama bu kalıtımsal hastalığa çevresel etkenler de eklenince astım ortaya çıkıyor. Çevresel etkenlerin son yıllardaki artışı astımın artışına da neden oluyor. En önemli çevresel etken de ev içi ve ev dışı hava kirliliği olarak görülmekte. Astım hastalığını doğru bir tedaviyle kontrol altında tutup rahat bir yaşam sağlamakta mümkün. Obezite ve fazla kiloları olan hastalar zayıflayarak ve egzersiz yaparak da astımlarını kontrol altına alıp rahat bir yaşam sürdürebilir. Astım hastalarına doktorlarıyla işbirliği içinde olmalarını,ilaçlarını düzenli kullanmalarını tavsiye ediyorum” diye konuştu.
58 İLDE ÇOCUKLARDA ASTIM SIKLIĞI ÇALIŞMASI YAPILDI
Türk Toraks Derneği üyesi, Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Refika Ersu da Türk Toraks Derneği ve Sağlık Bakanlığı destekli 58 ilde yapılan çalışmadan bahsetti. Çocukluk astımının Türkiye ’deki son durumunu gösteren çalışmayla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Türkiye ’de 58 ilde toplam 139 okula ulaştık. 11 bin öğrenciyle kapsamlı bir çalışma yapıldı. TUİK aracılığı ile yaptık bu çalışmayı, Ülkemizi iyi temsil eden bir örnekti. Son bir yıl içinde hışıltı yaşayan -tabi bu çocukların bir kısmı astım olmayabilir- son bir yıl içinde hışıltı şikayeti astımın en önemli bulgusu olan çocukların oranı kırsal kesimde yüzde 13,6, kentsel kesimde yüzde 15,9 olarak bulundu. Bu çalışmayla da Türkiye ’nin aslında hava kirliliğinden nasıl etkilendiğini de gördük. Ülkemiz dünyada bu durumdan oldukça etkilenen ülkelerden birisi. Kentsel oranlar daha yüksek. Dolayısıyla hava kirliliği önemli bir risk faktörü olarak gözüküyor. Yaşam boyu doktor tanılı çocukların oranı da yüzde 19 kırsal kesimde, yüzde 27,2 kentsel kesimde çıktı. Kırsal kesimde astım oranları biraz daha düşük. Bu durum sağlık hizmetlerine erişimle ilişkili de olabilir. Astım, Ülkemizde çocuklarda önemli bir sorun olmayı maalesef sürdürüyor. Çocuklarda da kontrol edilebilir olması bu yılki sloganımız. Bu hastalık gerçekten uygun tedavi, uygun ilaçlarla, çocukların normal yaşamı sürdürmesini, spor yapmasını, okula gitmesini sağlıyor”
ALLERJİK HASTALIKLARA DİKKAT
Toplantıda söz alan Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Zeynep Mısırlıgil ise şu açıklamaları yaptı: “Bu gün için Türkiye ’de 300 adet alerji uzmanı var, 200 tanesi erişkin uzmanı 100 tanesi de çocuk allerji uzmanı, yani Türkiye ’de allerjik hastalıklar atopik oranı yüzde 25-30 iken, uzman sayısının az olması, birçok ilimizde uzman olmayışı -astım poliklinikleri birçok yerde açılmak isteniyor ama henüz yok- yeterli hekimin olmayışı nedeniyle hastalara ulaşmada biraz zorlanılıyor. Bu açıdan tabi ki Türk Toraks Derneği ’nin gayreti Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği ’nin gayreti ile birleşince astım hastalarına hizmetimiz artıyor. Bugünkü eğitim standardizasyonunu sağlamak açısından derneğin eğitim faaliyetleri sürmekte. Çünkü allerjik hastalıklarına baktığımız zaman bir tanesi astım; onun dışında allerjik rinit, astıma eşlik eden önemli bir hastalıktır. Diğer taraftan yaz geliyor; böcek allerjisi, ürtikel, dermatit gibi hastalıklar görülmeye başlanıyor. Ama en önemlisi allerjik hastalıklarda bazı bilinmeyen, örneğin besin allerjisi gibi veya böcek allerjisi gibi hayatı tehdit eden sistemik allerjik şok durumuna -biz ona anafilaksi diyoruz- çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bugün Dünya Astım Günü ama allerjinin kapsadığı bu hastalıkları da sizlerle paylaşmak istedim”.