Bankacılık sektöründe 2017 yılının sonu itibari ile toplamda 9 milyar TL’lik sorunlu kredi satışı gerçekleştirdi.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan VYŞD Başkanı Selçuk Tuncalı, 2016 yılında 6,4 milyar TL tutarında yaklaşık olarak tahsili gecikmiş alacak portföyün satışı olduğunu, bu satışa göre 2017 yılında yüzde 30 oranı üzerinde artış meydana geldiğini, mevcut durumda bankacılık sektöründe faaliyet izni olan toplam varlı yönetim şirket sayısının 14’e çıktığını söyledi.
Birleşim Varlık, Efes Varlık, Güven Varlık, Vera Varlık, Hayat Varlık ve Final Varlık’tan oluşan derneğin bankacılık sektörü için çok önemli olduğunu söyleyen Tuncalı, bugüne kadar toplamda yapılan portföy satışlarının yüzde 90’lık kısmının VYŞD üyesi şirketlerinin yaptığını, 2008 yılından bugüne kadar şirketleri tarafından temlik alınan tahsili gecikmiş alacak portföy tutarının 36 milyar TL tutarında olduğunu açıkladı.
Konunun çok daha iyi anlaşılabilir olması için ilk aşamada bankalardan nasıl bir portföy devralındığının bilinmesi gerektiğini söyleyen Tuncalı, bankada vade süresi gelen herhangi bir borcun 90 gün içinde ödenmemesi halinde gecikmiş alacak konumunda bulunduğunu, sonrasında ise yasal takip sürecine başlanıldığını, bu süreçte bankaların müşterilerine sözlü ya da yazılı olarak ulaştıklarını ve borçlarının ödemelerini anımsattıklarını söyledi. Bu dönemde de var olan borçlara gecikme faizli uygulandığını söyleyen Tuncalı, 90 gün sonra da bankaların alacaklarını temin etmeleri için hukuki işlemleri başlattıklarını söyledi. Tüm bu sürecin ise Kredi Kayıt Bürosu tarafından rapor haline getirildiğini söyleyen Tuncalı, müşterilerinin tüm durumlarının KKB tarafından görülebilindiğini, talep edilen bir sonraki kredilerde KKB’den etkilendiğini, bankaların takip işlemlerinin 2 ile 3 sene arasında sürdüğünü, 2-3 sene sonra ise tahsil edilemeyen borçların Varlık Yönetim Şirketlerine temlik ettiklerini söyledi.
Tuncalı: Yüzde 70’ini Perakende ve KOBİ Kredileri Oluşturuyor
Ülkemizdeki tahsili gecikmiş alacakların toplam kredilere olan oranının son dönemlerde yüzde 3 seviyelerinde olduğunu söyleyen Tuncalı, bunların da yüzde 70’lik kısmının perakende ve KOBİ kredilerinden oluştuğunu, geriye kalan kısmın ise ticari ve kurumsal kredilerden oluştuğunu söyledi.