2017 yılında hem bölgesel, hem de global düzeyde beklenmedik gelişmelerin yaşanmasına rağmen Türkiye ekonomisinin elde ettiği büyüme oranları oldukça tatminkârdı. Lakin 2018 yılında birçok banka yöneticisi, kredi büyümelerinin daha yavaş bir ivme ile gerçekleşeceğini bekliyor.
2017 yılında güçlü bir büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi, bankacılık sektörünün de önemli bir ivme kazanmasına ortam yaratmıştı. 250 milyar Türk Lirası limitine sahip olan Kredi Garanti Fonu desteği sayesinde ticari krediler önemli ölçüde büyümüş, KGF’ye ek olarak gerçekleştirilen KDV istisnaları, tapu harcı indirimleri, beyaz eşya ve mobilyalar için ÖTV düzenlemeleri ile birlikte iç talebin yükselmesi adına fayda sağlamıştı.
2017’de Büyüme Yüzde 14,8’e Çıktı!
Yaşanan tüm bu gelişmeler ışığında 2016 yılının ilk dokuz aylık döneminde yüzde 8,8 oranında elde edilen büyüme, 2017 yılının aynı döneminde yüzde 14,8’lik büyüme oranına kadar yükselmişti. 2017 yılının sonu itibariyle de elde edilen büyüme oranı yüzde 20 ila 25 bandına gelmesi tahmin ediliyor.
Büyüme oranları için mevduat büyümesine bakıldığında ise, yine 2016 yılında yüzde 8,2 oranında bankaların elde ettiği mevduat büyümesi, 2017 yılının ilk dokuz aylık dönemi içerisinde yüzde 12,5 seviyesine kadar ulaştı.
Elde edilen kredi büyümesinin, temel bankacılık gelirlerinde de önemli bir yükseliş yaşanması desteklenirken, Türk Lirası likiditesinde yaşanan sıkışıklık sebebiyle, yüksek seyreden fonlama maliyetlerine rağmen, sektörün elde ettiği kâr kısmının, 2017 yılı Eylül ayı itibariyle, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 29 oranında yükselme gösterdiği, sektör kârlılığının yükselmesi ile birlikte 2016 sonunda yüzde 15,1 olan sermaye yeterlilik oranının, 2017 yılında da yüzde 16,8 seviyesine ulaşması sağlanmış oldu.