Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından getirilen bu düzenleme sayesinde, artık raflardaki ürünlerin çevreye zararlı olup olmadığını belirten bir etiket yer alacak. Bu etiket sayesinde ise tüketiciler hangi ürünlerin zararlı, hangi ürünlerin ise sorun teşkil etmediğini rahatlıkla anlayabilecekler. Eko-etiket sistemi sayesinde, çevreye verilen zararların daha da azalması beklenirken, bu kapsama giren 3 sektör ve 6 farklı ürün yer alacak. 25 Temmuz itibari ile başlayan çalışmaların, yıl sonuna kadar tamamlanması beklenirken, 2018 yılı itibari ile artık Türkiye’de eko-etiket sisteminin başlamasına kesin gözüyle bakılıyor. Bu konuda hem tüketicinin hem de üreticinin etkileneceğini söyleyebilmek mümkünken, kapsama girecek ürünlerin, ilk üretim aşamasından rafa geliş süresine kadar inceleneceği ise yine verilen diğer detaylar arasında yer alıyor.
Çevreye Daha Duyarlı Bir Tüketim Sağlanacak
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, getirecekleri bu proje sayesinde, bir kesime fayda sağlayacakken, bir kesimin ise satış konusunda sorun yaşayacağını biliyor. Ancak proje planlarına göre bu konuda yerli üreticilerin daha çok kar sağlayacağı ve söz konusu ürünlere karşın ithalatın azalacağı yönünde söylentiler de mevcut. Bununla birlikte tüketici sınıfı, daha az zararlı bir tüketim gerçekleştirerek, çevresel sorunların ve doğaya olan zararın bir nebze de olsun önüne geçebilecek.
Nedir Bu Eko-Etiket?
Tüketicilerin, çevreye olan zararı azaltabilmek, daha sağlıklı ürünlere yönelmesini sağlamak ve iyi ya da kötü ürünler arasında tercih yapabilme konusunda, seçicilik getirecek olan etiket uygulamasına eko-etiket adı verilmektedir. Günümüzde ABD ve AB ülkelerinde sıkça kullanılmakta olan bu etiket, ülkemize de gecikmeli olsa da 2018 yılı ile birlikte giriş yapacak.