Son dönemlerde yapılan düzenlemeler neticesinde, çalışma hayatına ilişkin belli başlı adımların atılmasından sonra artık işçi sınıfın korunma altına alındığını söylemek mümkün. Bu düzenlemeler sonucunda ise işçiler belirli hakları ellerinde bulunduruyor ve işverenlerin tabiri caizse birer “oyuncağı” olmak yerine, hakları olan bir birey olarak iş hayatlarına devam ediyorlar. Bazı sektörlerde, toplu olarak işçilerini işten çıkaran işverenlerin olduğu görülüyor. Bu durumda işçi sınıfı büyük bir mağduriyet yaşarken, aynı zamanda bu işlemi izinsiz yapan işverenlerinde çok büyük cezalara çarptırıldığını söylemek mümkün oluyor. 4857 sayılı yasada, bu tür sorunlara karşın belirli özel bölümler bulunuyor ve bu özel bölümler doğrultusunda hareket etmek gerekiyor.
Sürecin İşleyişi
Yasalara göre işveren canı istediği zaman işçilerini toplu olarak bir anda işten çıkaramıyor. Eğer işveren toplu olarak işçi çıkarmak istiyorsa, 30 gün öncesinden sendika temsilcileri, Çalışma Bakanlığı İl Müdürlüğü ve Türkiye İş Kurumu ile irtibata geçmek durumunda. Bu bildirimde işçi çıkarımının sebepleri, sonuçları ve diğer birçok detayın da bulunması son derece önemli bir konu olarak işverenlerin karşısına çıkıyor.
Her İşçiye Farklı Tazminat
Eğer bir işletme ve işveren, yasalara göre toplu olarak işçi çıkarma işlemi yapmıyorsa, bu konuda belirli bir cezaya tabi tutuluyor. Uygun bir şekilde toplu işçi çıkarmayan işletme, yasalar gereği her işçi için ayrı ayrı tazminat ödemek zorunda kalıyor. Haliyle bu durum, çok büyük bir ceza ödemesi yapmak gerekiyor ve bu sebepten ötürü toplu işçi çıkarma işleminin cezasının ciddi anlamda fazla olduğunu söylemek doğru oluyor.