Çeşitli istihdam teşvikleri ile birçok kişiye iş ve işçi bulabilme imkanı sağlamakta olan İŞKUR, kötü niyetli işverenlerin vurgun kapısı olarak kullanılıyor. İşveren, anlaşmış olduğu bir elemanı İŞKUR’a göndererek, bu sayede direkt olarak sigorta primini devlet üzerinden karşılamış oluyor. Bununla birlikte asgari ücret ve gerçek maaş arasındaki fark ise bu sayede işverenin cebinde kalmış oluyor. Hükümetin istihdamın artması adına vermiş olduğu destek sayesinde, iş arayan kişilerin daha kolay iş bulmasına olanak tanırken, işverenlerin de üzerinden büyük bir yükü kaldırmış oluyor. Ancak bu durumu fırsat olarak gören kişiler ise devletin tüm imkanlarını sömürerek, bu şekilde haksız kazanç elde etmek istiyor.
Sistem Bu Şekilde İşliyor
İşveren, belirli organlar aracılığıyla işçi alımı yapacağına dair ilan yayınlıyor ve bu ilana başvuran kişi ile işveren arasında sıkı bir pazarlığa oturuluyor. İşveren, yeni işçisine 800 ila 1000 TL arasında bir maaş önerirken, bununla birlikte kabul eden kişileri İŞKUR’a yönlendirip, yen iş başvurusu ile İŞKUR üzerinden kendi işletmesine alıyor. İŞKUR üzerinden işletmeye dahil olan kişi, maaş kartını direkt olarak patronuna veriyor. İşletme İŞKUR üzerinden gelen maaşı kendine alıp, anlaştığı kadarını ise personele takdim ediyor.
1.100 TL’lik Miktar İşverenin Cebine Giriyor
İşveren, personeli ile hangi fiyatta anlaştıysa o fiyatı personeli verirken, kalanı kendi cebine indiriyor. Öte yandan devlete ödemesi gereken 700 TL sigorta prim ücreti de ödemeyerek, 1.100 TL’lik bir gelir elde ediyor.