Türkiye’de en az bilinen en yaygın hastalıklar arasında yer alan Tüberküloz hastalığı tanı ve tedavisi herkesçe bilinmiyor. Kişilerin Tüberküloz’a yakalanmasından sonra farkında olmayarak sağlık kuruluşlarına müracaatlarda bulunmaları neticesinde Tüberküloz hastalığı içerisinde yer aldıkları görülüyor. Konuyla ilgili alanında uzman doktorların yapmış olduğu açıklamalara göre ilgili hastalığın en az 50 senedir yaygın olduğu söyleniyor. Ve en önemlisi ilgili hastalığın tedavisi oldukça mümkün kılınıyor.
Öksürük ve hapşırıkla bulaşıyor
Dünyada her yıl yaklaşık dokuz milyon insanın bu hastalığa yakalandığını belirten Dr. Nevin Fazlıoğlu, “Mycobacterium tuberculosis mikrobuyla oluşan, bulaşıcı, tedavi edilmediği takdirde ölümle de sonlanabilen ve halk arasında verem adıyla da anılan hastalık çok eski tarihlere dayanıyor. Sebebi kesin olarak bilinen, 50 yıldır tedavisi mümkün olan ve korunulabilir bir hastalık olan verem, hala dünyada en yaygın ve ölümcül bulaşıcı hastalıklardan biri olmaya devam ediyor diyor. Dr. Fazlıoğlu, hastalığın seyrini şöyle anlatıyor: “Aktif akciğer tüberkülozlu hastadan öksürük, hapşırık, konuşma, şarkı söyleme ya da tükürme gibi eylemlerle, 0,5 – 5 mikron çapında bulaşıcı damlacıklar dışarı atılıyor. Bu partiküller havada asılı kalarak bir süre canlılıklarını koruyor. Sağlam kişilerin bu partikülleri solumasıyla hastalık bulaşmış oluyor. Bu basilleri alan her kişide mutlaka hastalık gelişmeyebiliyor. Alınan basiller vücutta saklı kalarak direncin düştüğü bir anda hastalığa sebep olabiliyor. Bulaşma açısından en riskli grubu, hastayla uzun süre aynı ortamda bulunan aile bireyleri ve yakın çalışma arkadaşları oluşturuyor. Kaşık, çatal, bardak gibi yemek gereçleri, giysiler, çarşaflar gibi eşyalarla bulaşma gerçekleşmiyor.
Sigara içenler risk altında
Tüberküloz risk faktörlerini değerlendiren Dr. Fazlıoğlu tedavi olmayan bir akciğer tüberkülozu hastasının her yıl yaklaşık 10-15 kişiyi enfekte edebildiğini belirtiyor. Dr. Fazlıoğlu, risk altında bulunan kişileri şöyle açıklıyor: “5 yaş altı çocuklar, yaşlılar, bağışıklığı baskılayıcı ilaç kullananlar, HIV enfeksiyonu, şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, lösemi, lenfoma, akciğer kanseri madde ve alkol bağımlılığı olanlar, sigara içenler, ideal vücut ağırlığının yüzde 90’ından daha az kiloda olanlar, verem hastalığı yönünden riskli kişiler arasında yer alıyor.